Duygular ve Yemek Yemek

Duygular ve yemek yemek, günlük hayatımızın hem doğal hem de tekrar eden bir parçasıdır. Bir durumu şu anda aktif olan bir hedefle ilgili olarak değerlendirdiğimizde duygular ortaya çıkar.
Duygular ve Yemek

Duygular Nedir? Onları Neden Yaşarız?

Duygular ve yemek yemek, günlük hayatımızın hem doğal hem de tekrar eden bir parçasıdır. Bir durumu şu anda aktif olan bir hedefle ilgili olarak değerlendirdiğimizde duygular ortaya çıkar. Örneğin, bir kişi motivasyonu yüksek bir işe seçildiğini öğrenirse, heyecan ve neşe gibi olumlu duygular yaşaması muhtemeldir. Bunun tam tersi olan seçilmeme durumu ise hayal kırıklığı, üzüntü gibi çeşitli olumsuz duyguların yaşanmasına neden olabilir.

Son on yıllardaki araştırmalar sırasında, stres ve olumsuz duyguların hem azalan hem de artan gıda alımına ve lezzetli, enerjisi yoğun gıdalar için artan tercihe yol açabileceği açık hale geldi. Yüksek yoğunluklu veya yüksek düzeyde uyarılmış duygular (örn. Korku, gerginlik), iştahı azaltan ve yemeyi engelleyen fizyolojik ve davranışsal tepkilerle ilişkili oldukları için yemeyi bastırma eğilimindedirler. Buna karşılık, daha orta düzeyde uyarılma veya yoğunluğa sahip olumsuz duygular, bireyin özelliklerine ve bir duruma (Örn. Mevcut yiyecekler) bağlı olarak yiyecek alımını azaltabilir veya artırabilir.

Duygusal Yemek

“Duygusal yemek” terimi, ikinci tepkiye atıfta bulunmak için yaygın olarak kullanılmaktadır: olumsuz duygulara tepki olarak, seçilen yiyeceklerin öncelikle enerji açısından yoğun ve oldukça lezzetli olanlardan oluşan yeme eğilimi. Bu bireysel farklılıkların nedenleri tam olarak anlaşılmamakla birlikte, olumsuz çocukluk deneyimleri, öğrenme öyküsü, kronik stres ve hipotalamik-hipofiz-adrenal eksen işleyişi ve kortizol salgılanması gibi çeşitli mekanizmaların dahil olması muhtemeldir.

Depresyon ve Duygusal Yeme

Depresyon, duygusal yiyicilerde gıda alımını tetikleyebilecek bir tür olumsuz duygu veya ruh halini temsil eder ve araştırmalar, yüksek depresif semptomlara sahip bireylerin daha yüksek duygusal yeme seviyeleri bildirdiğini göstermiştir. Bununla birlikte depresyon, depresyon çalışmalarında atipik ve melankolik depresyonun giderek farklılaştığı heterojen bir sendromdur. Melankolik depresyon tipik olarak iştah kaybı ve ardından kilo kaybı ile karakterize edilirken, atipik depresyon, artan iştah ve kilo alımı gibi bitkisel semptomlarla karakterize edilir.

Uyku Süresi ve Duygusal Yeme

Yetersiz uykunun, kısa uyku süresi ve pozitif enerji dengesi arasında bağlantı kuran farklı kanıtlarla, aşırı vücut ağırlığının geleneksel olmayan (yani doğrudan enerji dengesiyle ilgili olmayan) belirleyicilerinden biri olduğu öne sürülmüştür. Kısa uyku, düzensiz yeme davranışıyla ilişkilendirilebilir; kısa uyuyanlar, daha uzun uyuyanlara göre gün boyunca (ve özellikle geceleri) daha az ana öğün ve daha sık, daha küçük, enerjisi yoğun ve oldukça lezzetli atıştırmalıklar yeme eğilimindedir.

Son zamanlarda yapılan bir gözden geçirme, farkındalık, kabul ve kararlılık terapisi, bilişsel davranış terapisi ve diyalektik davranış terapisi dahil olmak üzere, bu tür birkaç yaklaşımın duygusal yemeyi azaltmada ve kilo vermeyi kolaylaştırmada umut verici sonuçlar gösterdiği sonucuna varmıştır.

Literatür ayrıca, uyku ve fiziksel aktivite gibi diğer yaşam tarzı davranışlarını iyileştiren müdahalelerin, duygusal yiyicilerde sağlıklı gıda alım modellerini teşvik etmek için yeni bir yol sunabileceğini öne sürüyor. Alışkanlık olarak kısa uyuyanlarda gerçekleştirilen bir pilot çalışma, uyku süresinin uzatılmasının mümkün olduğunu ve serbest şeker alımının azalmasına yol açtığını göstermiştir. Çalışma, duygusal yeme veya diğer yeme davranışı boyutları hakkında bilgi içermemekle birlikte, bu tür müdahale araştırmalarının sürdürülmesini teşvik etmektedir. Ayrıca, fiziksel egzersiz, depresyon bozukluklarının tedavisi için kullanılır ve egzersizin strese yanıt olarak sağlıksız yiyecek alımını azaltabileceğine dair bazı veriler mevcuttur.

Dyt. Gülten Sarpkaya

Yorum Yap

İlginizi Çekebilir

Kolik Bebek

Kolik Bebek

Kolik Bebek Bebeklerimiz dünyaya geldikleri ilk andan itibaren

Takip Et